Yeni güç merkezleri, egemen eşitlik ve Batı baskısı: BRICS’in Kazan Deklarasyonu’nda neler var?
22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da düzenlenen BRICS Zirvesi, Rusya’nın dönem başkanlığı toplandı. 200’ün üzerinde farklı etkinliğin yer aldığı Zirve, birliğin yeni üyelerinin katıldığı ilk zirve olma özelliğini taşıyor.
Rusya’nın Kazan şehri 16. BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Üç gün süren etkinliğe 35 devlet ve 6 uluslararası kuruluş katıldı.
Kazan’da düzenlenen etkinliğin sloganı ise ‘Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi‘ oldu.
BRICS ülkeleri Çarşamba günü Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenen üç günlük zirvede ortak bir bildiriyi kabul etti. Belgede çok sayıda küresel kriz ve zorluk ele alınırken ‘daha adil ve hakkaniyetli‘ bir uluslararası düzen çağrısında bulunuldu.
Yeni güç merkezleri
BRICS kabul edilen ortak deklarasyonda, tüm ulusların küresel meselelerde eşit söz hakkına sahip olduğu çok kutuplu bir dünya düzenini destekleme taahhüdünü bir kez daha teyit etti. Bu husus, bildirgede yer alan yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası kurumlarda daha fazla temsil edilmesi çağrısında da yer aldı.
Bu sistemin gelişmekte olan ülkeler için Batı liderliğindeki mevcut uluslararası düzenden daha faydalı olacağı ifade edilen belgede, “Daha eşitlikçi, adil, demokratik ve dengeli çok kutuplu bir dünya düzeninin önünü açabilecek yeni güç merkezlerinin, politik karar alma mekanizmalarının ve ekonomik büyümenin ortaya çıkışını not ediyoruz” cümlesi yer aldı.
BRICS ülkeleri, Afrika Birliği ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gibi bölgesel örgütlerin artan etkisini memnuniyetle karşılarken bu örgütlere üye ülkeler arasında ekonomik işbirliği, güvenlik ve kültürel alışverişi teşvik eden önemli platformlar olarak görüldüğü aktarıldı. Bildirgede ayrıca ticari anlaşmazlıkların çözümü için güçlendirilmiş bir Dünya Ticaret Örgütü ve Küresel Güney’in daha fazla temsil edilmesi için genişletilmiş bir BM Güvenlik Konseyi çağrısında bulunuldu.
Egemen eşitlik ve yeni BRICS ortakları
Deklarasyonda ayrıca, Küresel Güney’deki ülkelerin bloğa katılmasalar da birlikte çalışmak için ifade ettikleri ‘kayda değer ilgiye‘ dikkat çekilerek yeni bir ‘BRICS Ortak Ülke‘ kategorisi onaylandı.
Belgede şu ifadelere yer verildi:
BRICS’in mevcut üyeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika, Etiyopya, Mısır, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri. Suudi Arabistan ise henüz üyelik davetini onaylamadı. Yaklaşık üç düzine ülkenin ekonomik bloğa katılmaya ilgi göstermesiyle birlikte Moskova, BRICS Ortak Ülke kategorisi oluşturmayı potansiyel genişleme için en iyi seçenek olarak görüyor.
Batı’nın zorlayıcı önlemlerine karşı çıkmak
Deklarasyon, tüm yaptırımları ve tek taraflı zorlayıcı tedbirleri uluslararası hukukla bağdaşmadığı için kınarken bunların insan hakları üzerindeki geniş kapsamlı etkilerinin de altı çizildi.
Ekonomik yaptırımların hedef alınan ülkelerdeki yoksul ve savunmasız kesimleri orantısız bir şekilde etkilediğine dikkat çekilen deklarasyonda “Yasa dışı yaptırımlar da dâhil olmak üzere hukuka aykırı tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin dünya ekonomisi, uluslararası ticaret ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması üzerindeki yıkıcı etkilerinden derin endişe duyuyoruz” cümlesi yer aldı.
BRICS ülkeleri ayrıca ‘iklim ve çevre kaygıları bahanesiyle alınan tek taraflı tedbirleri’ kınarken ve ’küresel tedarik ve üretim zincirlerini kasıtlı olarak bozan ve rekabeti çarpıtan tek taraflı korumacı tedbirlere‘ de karşı çıkıldığını kabul etti.
Deklarasyonda ek olarak şu cümle yer aldı:
Yerel para birimlerinde ayrımcı olmayan ticaret
“Ticaret engellerinin en aza indirilmesi ve ayrımcı olmayan erişimin sağlanması temelinde daha hızlı, daha düşük maliyetli, daha verimli, şeffaf, güvenli ve kapsayıcı sınır ötesi ödeme araçlarının yaygın faydalarının farkındayız” cümlesi yer alan deklarasyonda, Batı’nın SWIFT ödeme sistemini adeta ‘bir silah‘ gibi kullanılmasına atıfta bulunuldu.
BRICS Sınır Ötesi Ödemeler İnisiyatifi’nin kurulması çağrısında bulunulan belgede ayrıca BRICS Yeni Kalkınma Bankası‘nın yerel para birimleriyle projeleri finanse etmesi ve ‘önde gelen çok taraflı bir kalkınma kurumu’ haline gelmesinin desteklendiği ifade edilerek “BRICS ülkeleri ve ticaret ortakları arasındaki finansal işlemlerde yerel para birimlerinin kullanılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” cümlesi yer aldı.
Salı günü zirvede bir konuşma yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dolar ya da euro yerine yerel para birimlerinin kullanılmasının ‘günümüz dünyasında ekonomik kalkınmanın mümkün olduğunca siyasetten uzak tutulmasına yardımcı olacağını’ ifade etmişti.
İsrail’e de askeri operasyonları derhal durdurması ve Gazze’den çekilmesi çağrısı
BRICS Deklarasyonu’ndan ayrıca küresel güvenliğin diplomasi, arabuluculuk ve kapsayıcı diyalog yoluyla teşvik edilmesinin önemi de vurgulandı.
Ülkeler deklarasyonda, ‘tüm ülkelerin meşru ve makul güvenlik kaygılarına saygı duyulması gerektiğini‘ kabul ederken, ’çatışmaların temel nedenlerinin ele alınması da dâhil olmak üzere, çatışmaların önlenmesi çabalarına katılma ihtiyacını’ vurguladı.
İsrail’in ‘sivillerin kitlesel ölümüne ve yaralanmasına, zorla yerinden edilmesine ve sivil altyapının yaygın bir şekilde tahrip edilmesine yol açtığı’ kaydedilen belgede şu cümleler yer aldı:
İşgal altındaki Filistin topraklarındaki durumun kötüleşmesinden ve insani krizden, bilhassa de İsrail’in askeri saldırısı sonucunda Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da şiddetin eşi benzeri görülmemiş bir şekilde tırmanmasından duyduğumuz ciddi endişeyi yineliyoruz.
Bildiride Hamas’a İsrailli rehineleri serbest bırakması, İsrail’e de askeri operasyonları derhal durdurması ve Gazze’den çekilmesi çağrısında bulunuldu. İsrail’in Lübnan’ı bombalaması ve ‘karadan işgali‘ de kınanırken, Eylül ayında Hizbullah’a ait binlerce iletişim cihazına sabotaj düzenlemesi ‘terörist saldırı‘ olarak nitelendiriliyor.
Belgede ayrıca Suriye’deki ‘yasadışı yabancı askeri varlık‘ kınanırken, Şam’ın isteği dışında ülkede bulunan yaklaşık 800 ABD askerine atıfta bulunularak İsrail’in Suriye’nin başkentindeki İran Konsolosluğunu bombalayarak İranlı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi ve diğer sekiz İranlı askeri yetkiliyi öldürmesi de kınandı.
‘Ukrayna meselesi BRICS için merkezi konu olmaktan çok uzak’
BRICS ülkeleri Ukrayna krizi konusunda tarafsızlık politikası benimsediğinden, bildiri grubu herhangi bir tarafı destekleme taahhüdünde bulunmazken deklarasyonda ‘tüm devletlerin BM Şartı’nın Amaç ve İlkeleri ile tutarlı bir şekilde hareket etmesi gerektiği‘ vurgulandı. Ek olarak ’diyalog ve diplomasi yoluyla çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesini amaçlayan arabuluculuk ve iyi niyet ofisleri için ilgili teklifler’ kabul edildi.
Söz konusu bu karar geçen ay Brezilya, Çin ve ‘Barışın Dostları‘ grubunu tarafından yayınmlanan ve çatışmaya ‘kapsamlı ve kalıcı bir çözüm‘ çağrısında bulunan deklarasyon ile benzerlik gösterdi. Ancak Kiev, Rusya’nın tazminat ödemesini, Ukrayna’nın 1991 sınırlarına geri dönmesini ve yetkililerini savaş suçları mahkemelerine teslim etmesini talep eden kendi önerisi dışındaki tüm barış önerilerini reddetmişti. Moskova ise söz konusu bu talepleri ‘hayal ürünü‘ olarak nitelendirmişti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Kazan Deklarasyonu‘nda Ukrayna krizine çok az yer verildiğini die getirerek bu konunun blok için merkezi bir mesele olmadığını vurgulamıştı. Peskov, “Evet, bu Rusya’nın gündeminde önemli bir konu ama BRICS için merkezi konu olmaktan çok uzak. Ve BRICS gündeminde olması gerektiği gibi yansıtıldı” cümlesini kaydetmişti.